Zamanımızın gerçek bireyleri, kitle kültürünün kof, şişkin kişilikleri değil, ele geçmemek ve ezilmemek için dikilirken acının ve alçalışın cehennemlerinden geçmiş fedailerdir
-Max Horkhaimer
25 Mart 2012 Pazar
Siyah Ahitler
23 Mart 2012 Cuma
4.Mektup (Kısa Geri Dönüş ve Elveda)
Birkaç yıl sonrasından gelip kendimizi şimdiki zamanda ziyaret ettiğimizde, anlattığımız tek şey hiçlikti. Çünkü bilmiyorduk ve belirsizdik. Birkaç yıl sonrasına gittiğimizde bir şeklimiz, sözcüklerimiz ve bilgilerimiz yoktu. Çünkü biz yoktuk. Düzen çoktan kendini bitirmiş ve her şey yerle bir olmuştu. Büyük bir patlamanın ateşinde yanmak dışında bildiğimiz hiçbirşey yoktu. Kaybolmuştuk.
Küçük ziyaretimizden sonra öğrendiğimiz ilk şey, yapmamız gerektiğiydi. Geleceği inşa edecektik. Küllerden, tozlardan ve kemiklerden bir gökdelen yapacaktık. Ancak yaptığımız, bir harabeyi cilalamak dışında birşey olmadı. Harabemizin görkemli görünümünü dışarıdan kimse göremiyordu. Ama içine girseydiniz... Ne muhteşemdi. Yedi denizin şarkıları çalıyor ve yıldızlar dans ediyordu. Böyle yaptık çünkü ne zaman başkasının fildişi kulesine girsek midemiz bulanıyordu. Bir görseydiniz... Ne kadar berbatlardı. Çünkü onlar yoktu. Sadece fildişi boyası vardı.
Bizi anlamaya çalışmayın. Anlayamayacaksınız. Sizden bunu beklemiyoruz. Bu sözcük, sözlüğümüzden silindi ve bu anlam zihnimizden sonsuza dek yok oldu. Yüzyıllardır yaşadığınız boyalı küçük kutunun, yapışkan yıldızlarından biri kafanıza düşmediği sürece bizi anlamayacaksınız. Size gösterilen çizgilerde kanat takıp yürüdüğünüz sürece bizi anlamayacaksınız. Işığın yanmadığı yere gitmelisiniz. Yaşadığınız dünyanın mide bulandırıcı manzarası en güzel oradan görünüyor. Kendinizle ve bizimle ilgili bilmeniz gereken her şey orada mevcut.
Onlara böyle seslendiğimizde bizi duymadılar. Ancak sesimiz hâlâ Ay'ın karanlık yüzünde yankılanıyor. Elbette duyacaklar. Belki de büyümeleri ancak ihtiyarlıklarına denk gelecek, ama herkes çizgilerin dışına çıkmak zorundadır.
Bu, gecikmiş bir vedanın mektubudur. Giden biz değiliz. Sadece bedenlerinizi yanınıza alıp kişiliklerinizi terk ederek en büyük vedayı siz ettiniz. Elveda deyin.
.
17 Mart 2012 Cumartesi
12 Mart 2012 Pazartesi
Madımak'ta Yanan 37 Kişi Hakkında Dava Dilekçesi Örneği
Muhlis Akarsu - 45 yaşında, Müzisyen
Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
Gülender Akça - 25 yaşında
Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar, felsefeci
Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Sehergül Ateş - 30 yaşında
Behçet Sefa Aysan - 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı - 35 yaşında
Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır - 18 yaşında
Serpil Canik - 19 yaşında
Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen - 62 yaşında, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
Carina Cuanna Thuijs - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
Serkan Doğan - 19 yaşında
Hasret Gültekin - 23 yaşında şair, sanatçı
Murat Gündüz - 22 yaşında
Gülsüm Karababa -22 yaşında
Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
Emin Buğdaycı -18 yaşında şair.
Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya - 12 yaşında
Menekşe Kaya - 15 yaşında
Handan Metin - 20 yaşında
Sait Metin - 23 yaşında
Huriye Özkan - 22 yaşında
Yeşim Özkan - 20 yaşında
Ahmet Özyurt - 21 yaşında
Nurcan Şahin - 18 yaşında
Özlem Şahin - 17 yaşında
Asuman Sivri - 16 yaşında
Yasemin Sivri - 19 yaşında
Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk - 22 yaşında