Zamanımızın gerçek bireyleri, kitle kültürünün kof, şişkin kişilikleri değil, ele geçmemek ve ezilmemek için dikilirken acının ve alçalışın cehennemlerinden geçmiş fedailerdir

-Max Horkhaimer

2 Mart 2013 Cumartesi

Normal İnsana Övgü (Gecikmiş Bir Özür)


Ah ben, ben olsaydım ne harika olurdu! İnsanların tasarladıkları gibi biri olsaydım keşke! Aşağılık, yarı-insan, ağzı salyalı, burnu sümüklü, bir yeri dimdik bir herif olsaydım, elimde ustura, bok içinde, irin dolu, sineklerin bile tiksineceği şeyleri yiyen, bütün alkol kontrol araçlarını bozacak pislikte bir nefesle, kafam götümün yerinde ve yüreğim bulaşık havuzunda yüzerek.
Açıkça itiraf edeyim ki, böylesine sıradan bir adam olduğum için hayıflanıyorum aslında. Düzmece, nâmıyla çelişen bir mizahçı olmak utanç veriyor bana. Ötekilerin imgelemindeki ben olsaydım eğer, onların fantazmalarındaki figüre benzeseydim, insanlara daha yakın biri olur, hatta onlardan biri olurdum.
İnsanlar müthiş ama, değil mi?
*Roland Topor - Ben Olsaydım 

  Yıllardır Normal olmak isteyen ve bu çaba uğruna bütün hayatını heba eden fedâkar insanı eleştiriyorum. Asla olamadığım ve olamayacağım bu insanı yerden yere vuruyor ve ona kendi komplekslerim uğruna merhametsizce iftira ediyorum. Bu yazıyı yazarken yıllardır bunu yapmış olmanın ve dünyanın en yüce insanına akıl almaz bir hakaret etmemin pişmanlığı içindeyim. Bu vicdan azabını kabullenmem ve komplekslerimi aşmam zor oldu, ancak ufkumu genişletmek zorundaydım. Bu yüzden kendim için büyük adım atıp özür dileyeceğim.

 Normal'in başkaldıramadığından bahsetmekle büyük hata etmişim. Onun -en büyük değer olarak gördüğüm- başkaldırıya asla sahip olmadığını düşünürdüm. Büyük bir haksızlık! Çünkü dostumuzun varlığı bir başkaldırıdan ibaret. Yıldızlar, gezegenler, gökyüzü, bulutlar, okyanuslar ve tohumlar devamlı değişirken, evrende hiç bitmeyen bir hareket varken Normal, evrenin değişmez yasasına başkaldırıyor. Bütün hayatını bu başkaldırıyla geçiriyor. Heraklit'i yalanlamak istercesine bir nehirde defalarca kez yıkanıyor. Bana hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi, boşuna uğraştığımı ve yaptıklarımın gereksiz olduğunu söylediğinde bunu aptalca bir teselli olarak görmüştüm. Oysa bu bir başkaldırı ilkesiymiş. Hayatın akışına, doğanın yasalarına ve insan aklına karşı eşi benzeri görülmemiş bir başkaldırı... Öyle büyük bir başkaldırı ki, dünyanın bütün fikirleri ve bir dilin bütün kelimeleri bu soylu isyân karşısında çaresiz kalıyor.
  
Kimileri insanların daha rahat ve huzurlu yaşayacağı bir gelecek tasarlayıp bunun için çaba gösterirken, Normal bu yüzyıllar sonrasının ütopyasını çoktan elde etmiş. Dünya üzerinde onun bu huzurunu ve mutluluğunu bozabilecek hiçbir güç yok. İnsanlar bir devrim ve inşa edilecek yeni bir dünya tasarlerken o vicdana ve insanlığa karşı büyük bir devrim gerçekleştirdi. Üstelik kurduğu dünyanın temelleri o kadar sağlam ki, yeryüzünün geri kalanındaki felâketler, kötülükler onun bu rahat ve mutlu dünyasını sarsamıyor. Fikirlerin ve sağduyunun gürültüsüne karşı kulaklarını çoktan kapattı. Vicdanın esaretinden kurtulmayı başarıp kendi sarsılmaz dünyasını kurdu. Gerçekleştirdiği bu devrim, bugüne kadarki bütün devrimler arasında en sağlam temellere sahip. 

 Wilhelm Reich onun için "Küçük Adam" der. Ne büyük cüret! Görkemli bir dünyaya sahipken onu Küçük Adam olarak görmek büyük bir küstahlık! O kadar büyük totemleri var ki, bazen onların gölgesinde kayboluyor. Onlara tapınmak ve bu görkeme kendini kaptırmak için kişiliğinden fedâkarlık edecek kadar cömertken onun küçüklüğünden bahsetmek haksızlıktan öte bir şey değil. Onun bencilliğinden ve alçaklığından bahsedip dururken ne büyük haksızlık etmişim. Yarattıklarının gölgesinde kaybolacak kadar ulu bir varlığa bu yakıştırmaları yaptığım için kendime kızıyorum.

 Onun kendine duyduğu güveni kıskanıyorum. Çünkü aramaya cüret dâhi etmediğim hayatın sırrını, evrenin bütün sırlarını biliyor. Gözlerini kapattığında kafasında hiç bir ses dolanmadan rahat uyuyabilmesi bile övgüyü hak ediyor. Üstelik farkındayım ki kendine duyduğu bu sonsuz güven hiç sarsılmayacak. Aklından geçen ve diline dolanan her şey doğanın kanunu ve hayatın değişmez yasası hâline gelecek. 

 Normal'in önünde eğiliyor ve şapka çıkarıyorum. Bugüne kadar ona söylemiş olduklarım için üzgünüm, ancak bunlara devam edeceğim. Çünkü, onun hiçbir şey yapmadan kazandığı rahatlık ve üstünlük karşısında başka bir şansım yok.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder