Zamanımızın gerçek bireyleri, kitle kültürünün kof, şişkin kişilikleri değil, ele geçmemek ve ezilmemek için dikilirken acının ve alçalışın cehennemlerinden geçmiş fedailerdir

-Max Horkhaimer

8 Şubat 2013 Cuma

İnsanlığın "Yanlış" Tarihi (İtaatin Mitolojisi)



Azgın devlere karşı kim yardım etti bana?
Kim kurtardı beni ölümden
Kim kurtardı kölelikten?
Şu benim yüreğim değil mi
Kutsal bir ateşle yanan yüreğim
Her işi başarmış olan?
O değil mi coşup taşarak
Yukarıda uyuyanı aldatarak
Başımı beladan kurtaran?

Goethe - Prometheus 

 Eskiden masallardan ve efsanelerden ders alınması gerektiğini düşünürdüm, ancak bugün bir çok insanın göğsünü kabarttığı inanışlardan ancak ibret alınabileceğini düşünüyorum. Çünkü efsanelerin ve inanışların tarihi, insanın yaratıcılığıyla birlikte acziyetinin ve hastalıklarından kurtulamamasının tarihidir. Medeniyetin büyük hastalıkları insanın yaratıcılığına bir kanser gibi musallat olmuş ve masallarına kadar işlemiştir.
İnsanlar yüzyıllardır çocuklarına büyük savaşların ve savaşçı kahramanların masallarını anlatıyorlar. Savaşçılar kral oluyor, olamazsa kralın övgüsüyle şereflendiriliyor, gezgin ozanlar krallar ve kraliçeler adına şarkılar söylüyor. Beowulf insanlara musallat olan canavarı öldürerek kral oluyor, garip Keloğlan padişahın övgüsüyle şereflendiriliyor.
Medeniyet ne zaman efsaneleriyle gururlanmak istese Zeus'u, Poseidon'u, savaşçı kralları, azizleri ve kahramanları hatırları. İo'yu* taciz edip onu karısından saklamak için ineğe çeviren Zeus, Kaenis'e tecavüz ettikten sonra ondan gaddar Kaeneus'u yaratan Poseidon medeniyet için birer övgü kaynağıdır. Çünkü aciz insan bugün güce tapmak şöyle dursun, atalarının taptıklarına atfedilen güç ile övünür.
Üstelik aciz insan bu kahramanlık efsanelerine, Olympos'un gaddar krallarının gücüyle gurur duymaya o kadar alıştı ki insanlığın en soylu eylemi olan isyanı unuttu. Unutmakla da kalmayıp onu kötü gördü ve şeytanlaştırdı.
 Bu yüzden Zeus, aciz insan için Prometheus'tan daha değerlidir.
 Efsaneye göre Prometheus** insanın kötü durumuna acıyarak ona Hephahistos'tan çaldığı ateşi armağan eder. İnsan bu ateşle ısınmayı, yemek pişirmeyi öğrenir, soğuktan ve açlıktan kurtulup iyi yaşamaya başlar. Ancak Zeus bu cüretten pek hoşlanmaz ve Prometheus'u Kafkas dağlarına zincirler. Ciğerini ise tanrılar tarafından görevlendirilmiş bir kartal yer. Prometheus, Herakles tarafından kurtarılsa hiç birşey sona ermemiştir çünkü ona göre Zeus tahtında oturdukça işkencesi devam edecektir.
 Bu efsanelerin anlatılmasının üstünden binlerce yıl geçti. Zeus ise hâlâ tahtında oturuyor.
Çünkü medeniyet, Promethus'un yolunda gitmedi. Nesilden nesile anlatılanlar isyankârların değil kralların ve onların sadık savaşçılarının hikayeleriydi. İtaatkârlık kutsal ve itaat etmemek şeytanlık sayıldı. Prometheus'un yolundan giden herkese zincirler layık görüldü.

  Kadının hikayesi de buna benzer bir şekilde başladı... İsyanın bedelini cennetten kovulmakla ve sonsuz bir lanetle ödeyen Lilith'in hikayesi, Kadının Tarihi'nin başlangıcıdır.
Lilith, Tanrı ve erkek için var olmayı kabul etmedi. Adem ile sevişirken onun altında olmayı gururuna yediremedi bu yüzden kutsal kitaplar onun kötülüğünden bahsetti. Hatta Adem ve örnek kadının anası Havva'nın oburluğu bile ondan bilindi. Çünkü ilk kurala karşı çıkmış ve itaat etmemişti. Bize örnek gösterilen ise kovulmak ve lanetlenmek pahasına özgürlüğünü savunan Lilith değil, bir elma yediği için ölümsüzlükten ve cennetten olmayı kabullenip tapınmaya devam eden itaatkâr ilk insanlardı. Bizim atalarımız, annemiz ve babamız onlardı.

 Tüm bu efsanelerin doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmak oldukça anlamsız. Sadece bize neyin miras bırakıldığını görmemiz lâzım.
Montaigne "İnsanoğlu bir sinek kurdunu yaratmaktan acizdir, ancak düzinelerce tanrı yaratır." der. İtaatin bu kadar kutsal olduğu bir düzende insanların tanrılar, liderler yaratıp onlara tapınmaları şaşılacak bir şey değildir.
İnsanların kahramanlara, tanrılara inandıkları çağları geride bırakmadık. Hiç bitmedi. İsyan ve itaat insanlarda hâlâ aynı şeyleri ifade ediyorsa, hâlâ Prometheus'un Kafkas Dağları'nda zincirlendiği zamanda yaşıyoruz demektir.

 İnsanlığın tarihi yanlış yazıldı. Medeniyet bu yanlış yazılmış tarih üzerine kuruldu. Bu medeniyetin bir parçası oldukça, onunla övünüp durdukça Zeus tahtından inmeyecek ve Lilith'in laneti sona ermeyecek.
Bugün muska diye bildiğimiz şey, Lilith efsanesinden gelir. Efsaneye göre Lilith, üstünde muska gördüğü çocuklara dokunmamaya söz verir. Çocuklarımızı bu isyankârdan korumak için onlara muska takarız, oysa onlara yaptığımız en büyük kötülük onları bu düzene göre iyi biri olmaya alıştırmaktır. İyi niyetle yapılan kötülük ise en büyük gaddarlıktan daha zararlıdır.

 İnsanın özgürlüğüne kavuşmak için yapması gereken şey ise bu alçakça itaatkârlıktan kurtulmaktır. Evet, zincire vurulacak ve lânetleneceksiniz. Tanrıların, kralların ve kahramanların aciz kulları sizi hiç bir zaman sevmeyecek. Ama sevgisini ve saygısını yitireceğinizden korktuğunuz insan sürüsüne bir bakın. Onlar alçakça itaat etmiyorlar mı? Zâlimi cesaretlendiren ve çoğu zaman, itaatkâr düşünceleriyle zulmü masumlaştıran onlar değil mi?

Biraz ek bilgi:
*İstanbul Boğazı'na verilen Bosphorus ismi İo efsanesinden gelir. Efsaneye göre Hera, bu İo'nun akibetini öğrendiğinde ona bir sinek musallat eder ve İo o sinekten kaçarken toprağı yararak Bosphorus(İnek Geçidi)'ni yaratır.
**Prometheus efsanesine benzer bir efsane de Kafkas Nart destanlarındaki Nesren Jake efsanesidir. Nesren, Pako'dan ateşi çaldığı için Elbruz dağlarına zincirlenmiş ve başına bir kartal konulmuştur.

1 yorum:

  1. yazı çok güzel, altta çalan şarkılar ayrı bir güzel.Eline sağlık.

    YanıtlaSil